
Quentin Tarantino’nun sekizinci (!) filmi olan The Hateful Eight, kar fırtınası altında mahsur kalan 8 kişinin kanlı hikayesini anlatıyor. Yönetmenin bu filminde de uzun diyaloglar var.
Film, John Ruth’un, başına ödül konmuş bir suçlu olan Diasy Domergue’yu teslim etmek üzere götürdüğü yolculukla başlıyor. Ruth, ödülünü alacağı Red Rock’a at arabasıyla yolculuk ederken, yolda başka bir ödül avcısı olan Marquis Warren ile karşılaşıyor. Daha sonra yolda karşılarına Red Rock’ın şerifi olduğunu söyleyen Chris Mannix de çıkıyor. Bu dört kişi yolculuğa devam ederken kar fırtınasının şiddetlenmesiyle bir dükkanda mola veriyorlar. Minnie adlı bir kadına ait olan bu mekanda da dört kişi var. Toplamda sekiz kişi olan karakterler etrafında film gelişmeye başlıyor.
The Hateful Eight, büyük çoğunluğu tek mekanda geçmesine rağmen akıcılığı ve anlatımı ile ‘eğlenceli’ bir western. Karakterlerinin iyi yazılmış olması ve yönetmenin ustalığı sayesinde filmi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. Ancak Tarantino’nun ilk filmlerinde hissettiğimiz orijinallik bu filmde hissedilmiyor. Filmin tek eksik yanı da bu sanki. Tarantino filmlerini seviyorsanız, bu filmi de seversiniz bence.
I hate Tarantino! Fakat, bu bir şeyi değiştirmez, yine de izlemek kaçınılmaz filmlerini…
1